Murat ÇETİN

The Experienced Gazeteci Hedefkoçu İş İnsanı

Bu Başkan çalmıyor | Murat Çetin Kişisel Web Sitesi

Bu Başkan çalmıyor



-“Sinerji ruhuyla” hareket eden Başkan kim?

-İstanbul’daki “Kayısı” ve “Kiraz” Festivallerinin amacı neydi?

-“Karabulutgiller” neden rahat durmuyor?

-Karabulutgillere “Kulpçu” dersem, yine “mahkemelik” olur muyum?

-Solak Gazetecilerin hedefinde “kim” var!

-Başkan “Mehmet Çınar” neden uslanmadı!

-Şehrin Ticaret ve Sanayisinin başındaki “kişi”, nasıl yok sayıldı?

-Recep Bentli için “Vetocuların” ne yapacağı belli mi?

-Fiskos Masasında ne var?

-Haftanın karikatüründe ne var?

 

Geçtiğimiz günlerde, kendisiyle röportaj yapma imkânı bulduğum; Pütürge Belediye Başkanı Sayın Mikail Sülük hakkında, şu ifadeleri kaleme almıştım: “Mikail Sülük için, siyaset “amaç” değil, belki bir “araç”. Doğduğu ve büyüdüğü yere hizmet ederek; o topraklarda yaşayanları, aynı zamanda “doysunlar” diye, siyaseti bir “araç” olarak kullanan kişi. Kendisi bu “idealle” yaşıyor ve bu idealle “mücadelesini” sürdürüyor. Şahsını yakinen tanıyor, siyaseti “karşılıksız” ve “menfaatsiz” yapan bir kişilik olduğunu iyi biliyorum. Sözlerimde “mübalağa” olduğunu zannetmeyin lütfen. Çünkü tam bir memleket “sevdalısıdır” kendisi...”

Aslında burada belirtmediğim bir “özelliği” daha var. O da kendisinin, teşkilattan gelmesidir. Yani teşkilatçılığın ne demek olduğunu iyi biliyor. İşte bu sebepten dolayı Mikail Başkan, “sinerji ruhuyla” hareket eden birisidir. “Ben”liği bir kenara bırakıp, “Biz” demesini bilenlerdendir. Mensubu olduğu partinin, en üst kademesinden, en altına kadar herkesi “onore” etmeyi iyi biliyor. Uzun lafın kısası, kimsenin “emeğinin” üstüne oturmuyor-çalmıyor!..

BAŞKANLAR, EĞLENİYOR!..

Yazdığı ‘Kral Eğleniyor’ adlı ilk tiyatro oyununda hiçbir başarı kazanamayan Alphonse Dautdet, “Kral eğleniyor. Fakat Kraldan başka eğlenen yok!..” demiş.

Geçtiğimiz hafta, merkezi İstanbul’da bulunan iki derneğimiz, “Kayısı” ve “Kiraz” adıyla, iki festival düzenledi. İşin acayip tarafı, iki festival de aynı gün ve saatlerde yapıldı. Dolayısıyla festivale iştirak etmek isteyenler, birini tercih etmek zorunda bırakıldı. Kim bilir, belki de tercih yapmakta kararsız kalanlar; “Portakalı soydum” tekerlemesini söyleyerek, tercihlerini gösterdi. Programı tanzim eden dernek başkanları eğlendi ya, gerisi kimin umurunda? “

Yazıktır”, “günahtır”. Ego ve kaprisleri “tavan” yapmış kişiler yüzünden, yine bir bölünme yaşadık. Size sesleniyorum, ey egosu yüksek başkanlar(!). “Malatya’yı birleştirin” diyen “aklıselim” insanları, bir kez dahi olsa dinleseniz, ne kaybedersiniz? Birleşin, tek akıl olun, ortak paydamız Malatya’yı düşünerek, organizasyon yapın. O da, “adam” gibi bir organizasyon olsun…

“KARABULUTGİLLER” RAHAT DURMUYOR!..

İstanbul’da bazı dostlarının marifetiyle, adı “deliye” çıkarılan Şair Nüzhet’e, Sivas’tan geçerken uğradığı bir kahvehanede, “kulpu kırık” bir fincanla, kahve getirilir. Şair Nüzhet kahvesini içer ve oradan çıkarken, kahveciye fincanı göstererek, “Bunu, İstanbul’a götür.” der. Meseleyi anlayamayan kahveci, “İstanbul’a götürünce ne olacak?” diye sorar. Nüzhet de “Orada herkese bir kulp takarlar, senin fincana da bir kulp takan, bulunur elbet.” diyerek cevabı yapıştırır.

“Yenilen pehlivan güreşe doymaz” diye, meşhur bir söz var ya! Hatırlanacağı üzere, Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Aysun Bay Karabulut ve eşi Ercan Karabulut, şahsımdan “davacı” olmuşlardı. Malatya 6’ıncı Asliye Hukuk Mahkemesi’nden gelen “ret” kararını görünce, başlamışlar kendilerince hakkımda “senaryolar” üretmeye. Kendileriyle bizzat görüşenler,  her ikisinin de, “tutarsız” konuşmalarına şahit olduklarını söylediler. Şahsıma “kulp” takmaya çalışmalarının, zerre önemi yok aslında. Lakin kamuoyunun ve dostlarımın benden cevap beklentilerini de görmezden gelemem. Onun için diyorum ki; Aysun Bay Karabulut ile yıllar öncesinde, Mehmet Polat’ın Pütürge Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde, kendi makamında ilk ve son görüşmem olmuştu. Bunun dışında ne gördüm, ne görüştüm, ne de konuştum kendisiyle. Aksini ispat ederse, kamuoyu huzurunda özür dilemeyi “erdem” bilirim. Peki ya ispat edemezse, o zaman kendisi için “kulpçu” dersem, yine mahkemelik olur muyum?

MEHMET ÇINAR DA BİR TÜRLÜ USLANMADI!..

Tetikçi “Solaklardan” biri (Bazıları bunun için “Gazeteci” diyor ya, neyse…), Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar’a, yine “veryansın” etmiş. Eee adam veryansın etmekte haklı. Mehmet Çınar’ın en küçük başarısını görünce, hey heyleri tepesine çıkıyor bu solakın. Doğrusu Mehmet Çınar da, bir türlü uslanmıyor. Sürekli partisi nezdinde “kıymetli” aktiviteleri sergileyen Mehmet Çınar’ı gören bu “Solak”; hop oturup, hop kalkıyor. Çamur atacak bir şey bulamayınca, “Vay sen misin o gençlik ödülünü alan?.. Al sana gri pasaport!” diyerek, yapıştırıyor (!) haberi. Alınan ödülü “tahfif” etmeye çalışıyor. Hadi diğerlerine “asılsız” demişlerdi. Buna bir şey de diyemediler yâ… Oh olsun işte! 

Bizim “Solak kalemşör”ü, çileden çıkaran diğer bir konunun özeti de şu şekilde: Geçtiğimiz günlerde, Mehmet Çınar, gençleri Kiraz Festivali’nde bir araya getirmiş. Az da değil, tam tamına emniyet verilerine göre, 80 bin kişiyi bir araya getirmiş. Bu, gerçekten de çok büyük bir rakam. Hem de onların tabiriyle “z kuşağı” denilen 80 bin genç...

Tabi başarı büyük olunca, “Solak”ın yine “hırçınlığı” tutmuş. Yaptığı “ölçüsüz” haberle de; manipülasyon yaparak, Mehmet Çınar’a sallamaya çalışmış...  

NE EKTİ Kİ, NE BİÇSİN?!.

Eğer konu, mağdura “yardım” etmek ise... 
Yardımın “mihmandarı”, Malatya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (ESOB) başkanı Şevket Keskin ise...
Mağdurun mağduriyetinin izale edilmesi için, şehrin ticaret ve sanayisinin başındaki kişi “muhatap” alınmamış ise...
Üstüne bir de en “güçlü” ve tek “rakibinden” bu “yardım” talep edilmiş ise...
Burada “subliminal mesaj var” demektir.
Boşuna dememişler; “Ne ekersen, onu biçersin” diye. Geçmişte “ekseydi”, şimdi “biçerdi”…

VETOCULARIN NE YAPACAĞINI BİLEMEDİM!..

Eski sağlık il müdürü Recep Bentli, il sağlık müdürlüğünü bırakmak istememiş. Malatya milletvekili Hakan Kahtalı’dan, sınırsız destek aldığı halde; Sağlık Bakanı ve Malatya’nın Ak Partili vekilleri Recep Bentli’yi, “veto” etmiş. Recep Bentli, şimdi de Malatya Turgut Özal Üniversitesi’ne; rektör adayı olmak istiyormuş. Açıkçası; Vetocuların bu konuya nasıl “bakacaklarını” bilemedim…

Recep Bentli’yi en çok “eleştiren” ve yazılarına “konu” yapan biri olarak, şunu söylemek isterim: Koronavirüs salgını gibi “talihsiz” bir döneme denk gelen ve bu hususta “tecrübe” kazanan Recep Bentli, elde ettiği tecrübeyi, bu dönem de il sağlık müdürü olarak Malatya’ya yansıtsaydı; Malatya’nın faydasına olurdu…

FİSKOS MASASI

Malatya’da meydana gelen “asayiş” olaylarından dolayı, Emniyet Müdürü Ercan Dağdeviren, bir hayli “tepki” almış durumda. Duyduğuma göre; Malatya Emniyet Müdürü Ercan Dağdeviren, son günlerde etrafında kendine “dost” gördüğü kişilerden, sosyal medyadan destek isteyerek, önümüzdeki günlerde çıkması beklenen Emniyet Müdürleri kararnamesine, “etki” etmek istiyormuş. Bence, Dağdeviren’in asıl amacı, Malatya’da görevine devam etmek…

Selam ve dua ile
Fiemanillah