Murat ÇETİN

The Experienced Gazeteci Hedefkoçu İş İnsanı

Bu tren Karabulut u alır mı | Murat Çetin Kişisel Web Sitesi

Bu tren Karabulut u alır mı

-Bay Karabulut trene binecek mi? Kaçıracak mı? Yoksa kovacak mı?..

-Malatya Turgut Özal Üniversitesi “rektörlüğü” için kimler yarışacak?

-Öznur Çalık, perde arkasından mı kız kardeşine destek veriyor?

-“Doktor olmak” kimi zaman insanlığı bir kenara bırakmayı mı gerektiriyor?

-“Kale” denilince, akla “çilek” gelir mi?

-Sadıkoğlu hangi tekliflere “hayır” demiş?

-Tüfenkci Çalık’ın “teklifine” ne dedi?

-Kayısı Borsası Başkanı Ramazan Özcan ve Malatya Dernekler Federasyonu Başkanı Yılmaz Durmuş, önümüzdeki seçimlerde; nereden ve hangi partiden aday adayı olacak? 

-Fiskos Masasında neler var?

-Haftanın karikatüründe ne var?


Necip Fazıl Kısakürek’in, istasyondan “öfkeyle” döndüğünü görenler sorar:

-“Üstad, nedir bu öfken? Yoksa treni mi kaçırdın?”

Mağlubiyeti kabul edemeyen, hazır cevap ve nüktedanlığıyla tanınan üstad Necip Fazıl:

-“Ne münasebet!” diye kükreyerek; “Kovdum onu, defoldu gitti...” der.

Evet, bizim(!) rektör hanımın treninin “kalkmasına”, az bir zaman kaldı. Bakalım binecek mi? Kaçıracak mı? Yoksa kovacak mı?.. 

Bana soracak olursanız; “Binemeyeceği bir treni kovmuş olmak, hem kendisi, hem de çevresi için klas ve yerinde bir hareket olur!” derim. 

Meğer zat-ı âlîlerine, “Koltuk sevdası virüsü” bulaşmamış ola…

REKTÖR ADAYLARI KONUŞULUR OLDU!..

Eylül ayında, Malatya Turgut Özal Üniversitesi “rektörlüğü” için yarışacak adaylar, yavaş yavaş gün yüzüne çıkmaya başladı. Kamuoyunda gideceğine “kesin” gözüyle bakılan Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, “Madalyonun diğer yüzü öyle değil!” imajını sergileyerek, kendince bir “algı” oluşturma peşinde. Zaten dikkat edildiğinde, son günlerde “yerleşkesini” Malatya’ya “taşımış” durumda. İşleri bu “raddeye” getirdiğine inandığı palikarya görüntüsü veren tıkız kocası Ercan Karabulut’u, artık yanında gezdirmiyor. Bilvesile, “Ben koltuğumu kaptırmam!” tavrını gösteriyor.

Geçtiğimiz haftalarda, rektör adaylarının bir kısmının ismini, bu köşeden sizlerle paylaşmıştım. Hatırlanacağı üzere, Prof. Dr. Recep Bentli, Prof. Dr. İlhan İçen ve Prof. Dr. Ahmet Bedri Özer isimleri vardı yazımızda. Bana gelen son kulis bilgilerine göre, Prof. Dr. Ergün Doğan, Prof. Dr. Turgay Seçkin, Prof. Dr. Mustafa Arslan, Prof. Dr. Ekrem Atalan ve Prof. Dr. Emin Çelebi gibi isimler de, bu yarışta var olacak. Bu arada, İnönü Üniversitesi Rektörü Ahmet Kızılay’ın, hali hazırda rektör yardımcılığını yapan; Prof. Dr. Abdulkadir Baharçiçek ve Prof. Dr. Nusret Akpolat’ın da; etüt çalışması yaptıkları, gelen bilgiler arasında…

Mevcut rektör adayları, mezkur üniversitenin; tek gözlü, tek kulaklı ve bir çok azası “tahrip” ve “darp” edilmiş; “sakat” bir vücuda sahip insan misali olduğunu, umarım biliyorlardır. Çünkü bu üniversitede, şu ana kadar yapılan çoğu şey, yanlış ve hatıra binaen yapılmıştır. Mevcut adaylardan birine görev “tevdi” edildiğinde, yapılması gereken ilk iş, hali hazırdaki “yapıyı” ve “sistemi” değişmektir. Böylece, yapılan yanlışları “izale” ederek, işleyişi “tahrik” etmeleri gerekir. Malatya Turgut Özal Üniversitesinin, sağlam bir “organ” nakline ihtiyacı olduğu kanaatindeyim. Ancak bu şekilde girdiği “bitkisel” hayattan kurtulup, ayağa kaldırılabilir...

DENKLEM, DENKLEM ÜSTÜNE!..

Deyimlerimiz arasında, “Ters köşe yapmak” diye bir tabir vardır. Malatya Turgut Özal Üniversitesi rektörlüğüne “aday” kişilerle konuştuğumuzda, konuyu “Mevcut rektöre, ablasının destek verip vermeyeceğine…” getiriyorlar.

Kimileri  aralarının “bozuk” olduğunu vurgularken; kimileri de aslında aralarında herhangi bir “sorunun olmadığı”, bunun “illüzyonel” bir algı oluşturma “çabası” olduğunu söylüyor. Bu algı çabasının, iki kardeşin eseri olduğunun da altını çiziyorlar. Hal böyle olunca Öznur Hanım, perde arkasından kardeşine destek veriyor. Bu iddialara delil olarak gösterilen şey ise, Dış İşleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, Malatya ziyaretindeki fotoğraf oluyor. Fotoğrafta, Sayın Çavuşoğlu’nun; sağında bir kardeş, solunda ise diğer kardeş bulunuyor. 

“Böyle bir algıya ihtiyaç var mı?” diye soracak olursanız; şöyle bir cevap verebilirim: Bu vesileyle Malatya Turgut Özal Üniversitesi’ne tekrar rektör yapılmak istenen Aysun Bay Karabulut, hakkındaki “iddialardan” aklanmış olacak. Böylece, Malatya’nın 20 yıllık siyasi hayatına damga vuran Öznur Çalık, kronikleşmiş ve klinik vaka haline gelen, mezkur hatadan “soyutlanmış” bulunacak. 

Yukarıda bahsi geçen rektör adaylarının, denklemleri iyi okuduklarını söyleyebilirim. İsimlerinin başındaki “Profesör” unvanı; boşuna değildir herhalde?..

DOKTOR OLMAK, İNSANLIĞI BİR KENARA BIRAKMAK DEĞİLDİR!

Doktorluk çok “mukaddes” bir meslektir. Mevcudatta en kıymetli şey “hayattır”. Doktorlar, en kıymetlimiz olan “hayata” “hizmet” ederek, sağlığımızın “sekteye” uğramaması için, elinden gelen mücadeleyi veren “mücahitlerdir”.

Malatya’mız, “sağlık” konusunda, iyi bir konumda... Prof. Dr. Sezai Yılmaz ve ekibinin “Karaciğer nakli” hususunda elde ettikleri başarı; İlimizin tanıtımını önemli bir noktaya getirdi. 

Bu vesileyle, şehrimizin “sağlık turizminin merkezlerinden biri” olduğuna inanıyor, mücadelesini de karınca kararınca vermeye gayret ediyorum. Sezai Hoca ve ekibinin elde ettikleri başarıyı ve çalışmaları göstermek adına, Çin’deki bazı sağlık çalışanları ve iş insanlarını, Malatya’ya getirmeyi planlamıştım. Hatta bunu, AK Parti MKYK üyesi ve Malatya milletvekili Öznur Çalık’la da paylaşmıştım. Koronavirüs salgını sebebiyle ertelenen bu planımı, bu sene gerçekleştirebileceğimi düşünüyorum.

Sağlık, hayat ve doktor demişken, aslında bu konuya verdiğim “önemi” vurgulamak istiyorum. Ama, lakin ve fakat dedikten sonra; bir kaç gün önce başımdan geçen “olumsuz” bir “hikayeyi”, sizlere aktarmak isterim. 

Hakikat ehli biri, “Esnafı asık surat, şoförü aşırı sürat, aileyi hayırsız evlat, yiğidi de süslü avrat yıkar…” demiş. Maalesef doktorluk gibi mukaddes bir mesleği, hamuru “kibir” ve “enaniyet” olan kişiler yapınca, vatandaşın da “tepkisi”  büyük oluyor. Adamın zaten canı yanıyor, bir de böyle bir mendebur tip karşısına çıkınca, ne empati kalıyor, ne de hoşgörü... Yani kötünün günahının “ceremesini” iyiler de çekiyor…

Asıl konumuza gelelim. Yakın bir arkadaşım beni aradı. Akrabasının ağzına kaçan sinek vesilesiyle kalp krizi geçirdiğini, ambulansın hastayı alarak Darende Devlet Hastanesi’ne götürdüğünü; hastanın durumundan bîhaber olduğunu söyleyerek; benden destek istedi. Ben de hastanenin başhekimini arayarak, durumu kendisine arz ettim. Aldığım cevap kendisinin tatilde olduğu, ancak hastaneyi arayarak hastanın durumu hakkında bilgi alabileceğim şeklindeydi. Talebimi yineleyince bana “Beyefendi size telefonda bilgi vermek zorunda mıyım?” şeklinde hayli yüksek bir ses tonuyla cevap verdi. “Etki, tepkiyi doğurur” misali, ben de gereken karşılığı kendisine verdim. O da kendince mukabele-i bilmisil yaptı.  Bu görüşmenin akabinde, İl Sağlık Müdürünü arayarak, yaşadıklarımı anlattım. Sağ olsun kendisi “Hacda” olmasına rağmen, bana yardımcı oldu. Bütün bunlar bir buçuk saat içinde olup bitti. Bu arada da maalesef hastamızı kaybettik. 

Başhekimin, hastanedeki bütün hastaları tanıyıp; onlar hakkında bilgi sahibi olmasını zaten beklemiyorum. Söz konusu görüşmede, bana en azından bir isim verse ve ben de o isme ulaşıp hasta hakkında bilgi alsam iyi olmaz mıydı? Başhekim, hasta yakınına atarlı-giderli konuşma hakkını kimden veya nereden alıyor? Velhasılı, canı yanan biz, tatili zehir olan başhekim. Varın siz düşünün gerisini. 

Vefat eden kişi, Malatyalı Şehit Metin Atabey’in kardeşi Serdar Atabey’di. 

Sayın başhekimin tatile ihtiyacı olabilir. Amma ve lakin bu kardeşimizin yaşamaya, yakınlarının da bilgiye ihtiyacı vardı...

“KALE” DENİLİNCE, AKLA “ÇİLEK” GELİR Mİ?

Geçtiğimiz günlerde, Kale ilçesinde bir festival (!) düzenlendi. Festivalin adı “Çilek” festivaliydi. Festivalin ev sahipliğini, Kale Belediyesi ve merkezi İstanbul’da bulunan Malatya Dernekler Federasyonu (MADEF) yaptı. “Çilek Festivali” deyince, yanlış algı oluşmasın, Kale ilçemizde bir kilo dahi yurtdışına çilek çıkmadığı gibi, İlçe ekonomisine sağladığı önemli bir katkı da yok…

İlçemizin adının çilekle veya başka bir ürünle anılıyor olmasını, elbette çok isterim. Lakin bu kafayla çok zor.
 
Bu festival haberini görünce, Ahmet Kaya’nın anlattığı meşhur bir hikaye aklıma geldi. Hemşerilerimizden biri bir gün kahvede otururken, “Köyün dışındaki çalılıklardan geçerken, bir yılan gördüm. Boyu 50 metre, kalınlığı iki insan genişliğindeydi.” demiş. Yanındakiler itiraz etmiş “Hadi lan, olur mu öyle şey?” demişler. Adam, “Elimde metre yoktu. 50 olmasa da 30 metre vardı. Kalınlığı da bir insan kadardı” diye karşılık vermiş. Yanındakiler yine itiraz etmiş. Bizimki bu sefer de “30 olmasa da 15 metre vardı. Kalınlığı da bacağım kadardı.” demiş. Yanındakiler itiraza devam edince, “15 olmasa da 5 metre vardı. Kalınlığı da kolum kadar vardı” diye karşılık vermiş. Yanındakiler bir kez daha itiraz edince, bizimki “Ne biliim işte, çalıların yanından geçerken, bir hışırtı duydum...” diyerek konuyu kapatmış.    

Kale’de yapılan festivalde, böyle olsa gerek. Bundan kat-ı nazar, festivalle ilgili paylaşılan fotoğraflara baktım. Protokolden başka kimseyi göremedim. Hatta üst düzey bir siyasetçimize, “Vatandaş nerede?” diye de sordum. Aldığım cevap “Herkes bağda, bahçede” şeklindeydi. Yani vatandaş da “rağbet” etmemişti festivale. Acaba “İş sezonunda festival mi olur kardeşim?” diyerek mi vatandaş ilgi göstermedi festivale?.. Yoksa başka bir sebep mi vardı? Bilemedim.

Festivaldeki yarışmacılardan bazılarının, “dışarıdan” çilek temin ederek yarışmaya dahil olduğunu da duyunca, “gülmeden” edemedim… 

Hasılı: Ekonomik değeri olmayan şeyin, festivali olmaz…

FİSKOS MASASI:

ADAY ADAYLARI “ZAHİR” OLUYOR…

Seçimlerin yaklaşmasıyla, AK Parti aday adayları da yavaş yavaş “zahir” oluyor. Kayısı Borsası Başkanı Ramazan Özcan’ın, Ak Parti’den Malatya milletvekili olmayı düşündüğünü duydum. Ayrıca Malatya Dernekler Federasyonu (MADEF) Başkanı Yılmaz Durmuş da, İstanbul milletvekili aday adayı olmayı düşünüyormuş. Her iki ismin de, AK Parti’den “üst” düzey kişilerden söz aldığı iddia ediliyor.

SADIKOĞLU TEKLİFLERE “HAYIR” DEMİŞ! 

MTSO Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu’nun İYİ Parti’den aday olacağı konuşuluyor. Sadıkoğlu, yaptığımız bir telefon görüşmesinde, başka partilerden de “teklif” aldığını, lakin siyaset yapmayı “düşünmediğini” söyledi.

TÜFENKCİ ÇALIK’IN “TEKLİFİNE” NE DEDİ?

Malatyalı dört AK Partili vekilin bulunduğu bir ortamda Öznur Çalık, “Gelin önümüzdeki dönem hiç birimiz milletvekili olmayalım…” şeklinde bir teklifte bulunmuş. Bu teklif karşısında Bülent Tüfenkci de “Bu işin duayeni sensin, sen 20 yıl vekillik yaptın. Biz de seni taklit edeceğiz” diyerek, güzel bir “espriye” imza atmış.

27 İL BAŞKANI TRAŞLANIYOR!..

AK Parti, 27 ilin başkanlıklarında, değişikliğe gidecekmiş. Bunlardan birinin de Malatya olduğuyla ilgili, kulis bilgileri alıyorum. Bunu üst düzey siyasetçilerden de, bire bir duydum. Ak Parti İl Başkanı İhsan Koca hakkında, bir çok şikayetin Ankara’ya gittiği de, gelen bilgiler arasında.

Selam ve dua ile…
Fiemanillah