Murat ÇETİN

The Experienced Gazeteci Hedefkoçu İş İnsanı

Nezahet Nezafet ve Nezaket kazandı | Murat Çetin Kişisel Web Sitesi

Nezahet Nezafet ve Nezaket kazandı

Dün, İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB)’nin Olağan Genel Kurulu vardı. Mevcut Başkan Mustafa Gültepe, yeniden seçildi. Sayın Gültepe, Tek Stil Dergisi’ne verdiği mülakatta, “Biz zaten varız ve çalışmaya devam edeceğiz” demişti. Nihayetinde öyle oldu. Mustafa Gültepe güven tazeleyerek, yeniden başkanlık koltuğunun sahibi oldu. Bu vesileyle, kendilerini tebrik ederim.

KARACA, BİR ÇOK İNSANI ÜRKÜTTÜ

Mustafa Gültepe’ye rakip olan Özkan Karaca da, hatırı sayılı bir oy aldı. Seçim kampanyasında pek de tasvip etmediğim etnik kimlik ve hamaset kokan duyguları ön plana çıkardığını gördüm. Bununla birlikte, yürüttüğü kampanyada kullandığı kavgacı dil, özellikle sektörde lider konumundaki bir çok iş insanını ürküttü. Özkan Karaca ve ekibinin kazanamamasının en büyük sebebi de buydu bence. 

TABİR AYNI, ANLATIM FARKLI!..

Nezahet, nezafet ve nezaket toplumsal iletişimde daima geçerli olan bir yoldur. Bunu şöyle bir hikayeyle zihne yakınlaştırmak isterim: Padişah, bir gece rüyasında bütün dişlerinin döküldüğünü, yemek bile yiyemez hale geldiğini görür. Sıkıntı ve elem içinde uyanır. Vezirini çağırıp, sarayın rüya tâbircisinin hemen huzuruna getirilmesini emir buyurur.

Tâbircibaşı, uykunun verdiği mahmurlukla, padişahın huzuruna çıkar. Padişah hiç beklemeden rüyasını anlatıp "Bu rüya hayır mıdır, şer midir? Neye işarettir, hele bir söyle." der. 
Tâbircibaşı biraz düşünür. Ardından da utana, sıkıla "Şerdir." der.

Padişah, yüzüne karşı böyle söylenmesine şaşırmış, adeta küçük dilini yutmuştur. Tâbirci devam eder:
"Uzun yaşayacaksınız; ama ne yazık ki, bütün yakınlarınızın gözlerinizin önünde birer birer ölüp sizi yapayalnız bıraktıklarını göreceksiniz."

Bir an sessizlik olur; ardından padişah kükrer:

"Tez atın şunu zindana, felaket tellallığı yapmak neymiş öğrensin!"
Tâbircibaşı, yaka paça götürülüp zindana atılır. Padişah bir başka tâbircinin bulunmasını emreder. Huzura getirilen ikinci tâbirciye de rüyasını anlatıp, "Hayır mıdır, şer midir?" der.

İkinci tâbirci de önce biraz düşünür, ama sonra yüzü aydınlanır:

"Hayırdır, Padişahım!" der. "Bu rüya, bütün akrabalarınızdan, yakınlarınızdan daha uzun yaşayacağınıza delalet eder. Daha nice seneler boyu, güzel memleketimizi yüksek adaletinizle idare edebileceksiniz inşaallah." diyerek sözünü bitirir.

Padişahın keyfi yerine gelir, ağzı kulaklarında "Bu tâbirciyi, tâbircibaşı yaptım. iki kese de altın verin!" diye emreder.

Başından sonuna kadar durumu takip edenler, tâbirciye sorarlar:
"Aslında sen de, tâbircibaşı da aynı şeyi söylediniz. Niçin onu cezalandırdı da; seni mükâfatlandırdı?"

Zeki tâbirci güler:

"Elbette aynı şeyi söyledik; ama mühim olan, kime ne söylediğin değil, nasıl söylediğin, karşıdakinin neyi, nasıl anladığıdır…"

Yukarıdaki anlattığımız hikayenin ışığında, sayın Özkan Karaca’ya burada bir hatırlatmada bulunmak isterim. Sermaye ürkektir. Faraza itham veya iddialarınızda haklı dahi olsanız, patronları ürkütecek bir söylem kullanmamalıydınız. Hem ne gerek vardı bunlara? Kendi doğrularınızı anlatmak varken!..

MALATYALILARIN, AĞIRLIĞI HİSSEDİLİYORDU...

İHKİB’in genel kurulunda dikkatimi çeken husus, her iki adayın da ağırlıklı destekçilerinin Malatyalı olmasıydı. Hatta çoğu seçmen, sayın Özkan Karaca’yı Malatyalı biliyordu. Benimle iletişime geçen bir çok kişiye, edindikleri bilginin yanlış olduğunu aktardığım da oldu. Dahası da vardı. Mevcut Başkan olan Mustafa Gültepe için “Trabzonlu” diyenlere, “İyi de Sayın Gültepe’nin Malatya’da yatırımı var” şeklinde cevap vermiştim…

Dediğim gibi her iki tarafın da en büyük destekçileri, çoğunlukla Malatyalıydı. Bu şu anlama geliyor: Önümüzdeki seçimlerde Malatyalılar birlik ve beraberliklerini muhafaza edebilirlerse, İHKİB’i temsil yetkisi Malatyalı bir isim olacak…

YALIN, SADE VE YAPICI BİR DİL KULLANILDI..

Mustafa Gültepe ve kurmayları, kurumsal bir tavır ve vizyon ortaya koydular. Yalın, sade ve yapıcı bir dil kullandılar. Gültepe’nin listesinde bulunan Ahmet Akbalık ve Mustafa Paşahan ismi çok önemliydi.

Gültepe ve ekibinin bundan sonra yapacakları şey, bu vesileyle gördükleri eksikliklerin farkında olmaları ve daha profesyonel bir şekilde, sektöre hizmet etmek ve memleketimize katma değer sağlamak için itina ile çalışmalarıdır.

Selam ve dua ile 
Fiemanillah...