Murat ÇETİN

The Experienced Gazeteci Hedefkoçu İş İnsanı

Olmaz olmaz demeyin | Murat Çetin Kişisel Web Sitesi

Olmaz olmaz demeyin

Algı oluşturmanın en “müessir” yolu, kişinin oluşturmak istediği algıya, evvela kendisinin inanmasıdır. Hatta bazen oluşturulmak istenen algı, asılsız ve mesnetsiz olsa da.. 

Yukarıdaki cümleleri düşünürken, şöyle bir hikaye aklımdan geçti: Devir, yokluk ve kıtlık devridir. İsteyenin, istediği şeye ulaşması; hayalin bile ötesindedir. Adamın biri ekmek kuyruğundadır. Sıra kendisine gelince, fırında ekmeğin tükeneceği kanaatine varır. “Ey ahali, filan yerde bedava pirinç dağıtıyorlar!” diye bir yalanı, kuyrukta bekleyenlere duyurur. Ahali, büyük bir süratle, söylenilen yerdeki bedava pirince ulaşmak için koşmaya başlar. Nihayet ekmek alma sırası, yalanı söyleyen adama gelmiştir. Fırıncı “Buyur beyim, kaç ekmek vereyim?” diye sorar. Adam, “Ya bedava pirinç doğruysa?” diye içinde geçirir ve koşmaya başlar kendi yalanının peşine. 

Şimdi şöyle bir iddia duydum. Yukarıdaki hikayeyi de dikkate alarak okuyunuz lütfen: Turgut Özal Üniversitemizin Rektörü Aysun Bay Karabulut’a, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, “Söyle bakalım Aysun, sana hangi bakanlığı vereyim?” der. 

Bu soru karşısında metanetini ve itidalini muhafaza eden pek kıymetli Malatya sevdalı (!) Hocamız, Cumhurbaşkanımıza, “Efendim, emrinize karşı boynum kıldan incedir. Siz nasıl münasip görürseniz. Lakin ben bir bilim insanıyım. Eğer siz de uygun görürseniz, mevcut rektörlük görevime devam etmek isterim. Tabii takdir sizindir.” şeklinde cevap verir.

İnanın bir Malatyalı olarak; Hocamızın memleket aşkı, şahsımı, suyun tuzu erittiği gibi eritti...



GÜLTEPE’NİN, MALATYA’DAKİ İSTİHDAMA KATKISI UNUTULMAZ!..

Bulunduğum, bir dost meclisinde, konu İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB), seçimlerine geldi. “Tekstil sektöründe, o kadar Malatyalı insanımız olduğu halde, neden İHKİB’in başında bir Malatyalı yok?” şeklinde bir sual ile karşılaştım. Daha önceki başkanın, Malatyalı hemşerimiz Hikmet Tanrıverdi olduğunu hatırlatıp, akabinde şu sözleri sarf ettim: “Mustafa Gültepe Başkanımız, fahri Malatyalıdır. Kendisi Malatya’da TAHA Holding’in ortaklarındandır. Malatya’daki fabrikasında, binlerce memleket evladına istihdam sağlamıştır…”

Mamafih; Malatyamızın yetiştirdiği bilim insanlarından Prof. Dr. İlhan Erdoğan, yaptığımız röportajda; İHKİB Başkanı Mustafa Gültepe için şu tespitlerde bulundu:

-“Ben Mustafa Gültepe’yi çeşitli yerlerden tanırım. Mustafa Gültepe, öncelikle benim öğrencimdir. Eğitimi çok ciddiye alır. Kendisi endüstri mühendisidir.  Ama üstüne işletme fakültesini koyabilmek için, bizim işletme fakültesinin düzenlediği bir eğitime katılmıştır. Bu eğitim cuma-cumartesi ve pazar günleri yapılıyordu. Bakın, herkes hafta sonları dinlenirken Mustafa Gültepe bir sene boyunca bu eğitimlere katılmıştır. Mühendisliğinin üstüne işletmeciliğini koymuştur. Dolayısıyla vizyonunu genişletmiştir.”
*
-“Sonraki yıllarda da kendisiyle çok temasım oldu. Mustafa Bey çok çalışkan biridir. Bulunduğu yerde, muhakkak fark oluşturmaya çalışır. İyi bir sanayicidir. İçinde bulunduğu grup da, bu özelliklere sahiptir.
*
-“Dolayısıyla yaptığı çalışmaları beğeniyorum. Bir Malatyalı olarak da beğeniyorum. Mustafa Gültepe aslen Trabzonludur. Orada da çok hizmet yaptı. Bildiğim kadarıyla Anadolu’da fabrikalaşmaya çalışıyor. Malatya’da bir fabrikasının olduğunu biliyorum. Müteşebbis ve çalışkan bir insan.”

-“En önemlisi kıskanç değil. Eğitime ve çalışmaya yatkın biri. Sosyal medyada nereye baksam, Mustafa Gültepe’nin çalışmalarını görüyorum. Sektörü, yurt içinde ve yurt dışında uygulamalı bir takım tanıtımlar adına bir yerlere taşıdı. Hocası olduğumuz biri başarılı olursa, onunla övünürüz. Mustafa Gültepe ile övünüyorum. Yolu açık olsun…”



ANKARA BAĞLANTILARI, İHSAN KOCA İÇİN YETERLİ GALİBA...

Bundan bir kaç gün önce Ankara’daydım. Ankara’ya gelmişken Meclis’e uğramamak olmaz tabii. Malatya’yla alakası olmayan milletvekilleri bile; AK Parti Malatya İl Başkanı İhsan Koca’yı dillerine dolamış. Bana bunun sebebini sorduklarında, “Ankara’yla ilişkilerinin iyi olması, Sayın Koca için yeterli galiba” diye bir tespitte bulundum. Bu tespitim karşısında “İhsan Koca hiç öyle sanmasın. Bu yazılanlar, çok önemli insanların bulunduğu platformlarda konuşuluyor. Cumhurbaşkanımız ummadığı yerden İhsan Koca’nın yüzüne yapılan olumsuzlukları vurur!” şeklindeki sözü, işitmem uzun sürmedi. 

Bülent Tüfenkci, döneminde başlayan ve Hakan Kahtalı döneminde zirve yapan AK Parti Malatya İl Teşkilatı, çok verimli çalışıyordu. İnanın o zamanları mumla arar olduk. Sayın Kahtalı ile yaptığımız röportajda, “Koskoca teşkilatta bir adam yok muydu da, İl Başkanlığı görevini İhsan Koca’ya emanet ettiniz?” diye bir sual da yöneltmiştim…



DOKTOR, SADECE MESLEĞİNİ YAPSIN!.. 

Tarih boyunca, bütün toplumlarda hekime-doktora ayrı bir ehemmiyet verilmiştir. Doktor, kendi değerini kendisi oluşturur. Sun-i bir değer vermek, her zaman risklidir. Aslında, bu bütün meslekler için geçerlidir. Herkes bulunduğu görev ve konum ile kendi değerini ya arttırır ya da azaltır.

Pandemi süreciyle birlikte, sağlıkçılara ekstradan bir değer verilme çabasının yanlışlığı bugün daha açık görülebiliyor. Sağlıkçıların büyük çoğunluğunun, gerçekten kıymetli olduğunu ifade etmek isterim. Fakat bunun yanında kendini insanüstü görme çabasında olanların varlığını da hatırlatmadan geçemeyeceğim. Antik Yunan'da kaldığını düşündüğümüz bu tipler, maalesef halen aramızdalar. Halen insanlara üstenci bir bakışla bakmaktalar. Aslında konunun buraya geleceği ta başından belliydi. Pandeminin ilk başladığı zamanlar; devleti ve milleti bu konuda uyaranlar olmuştu. Onlardan birisi şimdi İnönü Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gökhan Tuncel’dir. Gökhan Hoca, o zamanlar doçent-dekan yardımcısı idi. Bir programda "Sağlıkçıların değerinin artması, ayrı bir risk" demiş ve birileri tarafından linçe maruz bırakılmıştı. Tarihe not düşmek ve Hoca'nın hakkını teslim etmek adına, iki yıl önce söylediği sözleri, aynen buraya aktarıyorum. O gün bu sözlerden dolayı hocayı eleştirenler, lütfen bir kez daha düşünsünler.

“Sağlık Bakanı’nın şahsında aslında sağlıkçıların yükselen bir değer haline gelmesi söz konusu. Bu, iyi bir şey mi kötü bir şey mi? Valla, değer çok fazla artarsa kötü bir şey. Ama ona değer yüklenmesi, yaptığı çabadan dolayı, emekten dolayı ona değer verilmesi ayrı bir şey. Ama bu değeri, bu iktidar alanı haline getirip kullanmaya çalışması kötü bir şey. Geçmişte böyle miydi? Geçmişte böyleydi. Yani Türkiye’de bazı meslek mensupları yaptıkları işten dolayı, kazandıkları paradan dolayı, toplumun kendilerine atfettiği değerden dolayı, statülerine atfettiği değerden dolayı, onu bir iktidar alanı haline getirip; bir egemenlik ilişkisi kurabiliyordu toplumla. Böyle bir şey olmaz diye düşünüyorum, ama böyle bir değer yükselmesinin potansiyel bir tehdit olduğunu da bilmemiz lazım. Yani kendi uzmanlık alanları dışına çıkıp, siyasal alana dair birçok konuda kendilerini otorite kabul ettirme gibi bir yola girebilirler. Bu da bir risk, onu da söylemiş olalım.”

SORUN ORTADA, ÇÖZEN BULUNUR MU? BİLİNMEZ!..

Konu sağlıkçılardan açılmışken, yazıma oradan devam edeyim. Eski Malatya’da, Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne bağlı bir semt polikliniği bulunuyor. Polikliniğin yer kirası için, devlet her sene tonlarca para ödüyor. Başlangıçta 7-8 poliklinik ve acil sağlık olarak hizmet veren semt polikliniği, şimdilerde sadece acil ve dahiliye polikliniği olarak kullanılıyor. Pandemiyle birlikte buradaki polikliniklerde görev yapan doktorlar, merkeze çekilmiş ve bir daha burada görevlendirilmemiş. 50 bin insana hizmet veren bu poliklinikleri açmak için, kim, neyi bekliyor? Buranın açılması için, başvurulacak merci neresi? İl Sağlık Müdürü mü? Vali mi? Yoksa, siyasiler mi? Ya da hastane yönetimi mi?

Sahi hastane dediğimiz yer Malatya Turgut Özal Üniversitesi Tıp Fakültesi ile afiliye çalışıyor. Acaba Fakülte Dekanı çözer mi bu konuyu? Veya Rektörün "yaşlı tırnak bakımı" sertifikası ile öğretim görevlisi yaptığı danışmanına mı söylense bu konu! 

Nasıl olsa bir zamanlar, Eğitim ve Araştırma Hastanesi, bu elemanın kontrolündeydi. Ya da direkt Rektör Aysun Bay Karabulut mu çözer bu sorunu?

"Bizim haberimiz yoktu" diyecek olanlar, mutlaka çıkacaktır. Ben buraya yazdım. Artık kimsenin böyle bir mazereti olmaz sanırım. Kim bu sorunu çözerse, dua alacağı muhakkak! Gerisi ilgili ve yetkili kişilere kalmış.

GÜDER, NEYİ BEKLİYOR?

Hadi Eski Malatya'dan devam edelim. Yukarıda bahsettiğim semt polikliniğinin yeri “Kiralık” demiştim. Eski Malatya, Toptaş Mahallesi'nde, FETÖ'den devredilen bir bina var. Bu bina resmiyette, semt polikliniği olarak hizmet vermesi için; Sağlık Bakanlığı’na tahsis edilmiş durumda. Maksat ayrıca kira parası vermemek. Her ne hikmetse, bizdeki yöneticiler, ısrarla buraya taşınmadılar ve kira vermeye devam ediyorlar. Üstelik kiralanan yerin sahibinin de, sıkıntılı bir kişilik olduğu iddiası var. Buna rağmen, kiralama devam ediyor. Müslümanlardan toplanan para ile imar edilen güzelim bina ise, kaderine terkedilmiş, atıl bir şekilde bekliyor. 

Bu binanın bir benzeri Kiltepe Mahallesi'nde de vardı. Yeşilyurt Belediyesi bu binayı ısrarla isteyerek, kendisine tahsisini sağladı. Elden geçirilen bina, şimdilerde Yeşilyurt Mesleki Eğitim ve Yaşam Merkezi olarak, o bölgenin halkına hizmet veriyor. İçinde; teknoloji atölyeleri, spor salonları, 0-6 yaş erdem okulu, çeşitli meslek edindirme kursları vs. gibi hizmetler sunulan çok amaçlı bir hizmet merkezi. Doğu Anadolu Bölgesinde böyle bir merkez yok. Bu merkezin maliyetinin büyük çoğunluğu proje destekleri ve hibelerle sağlanmış.
Eski Malatya'da bulunan âtıl bina için de aynı şekilde bir proje hazırlanabilir. Bunun için kararlı bir belediye başkanı olması yeterli. 

Bence, Battalgazi Belediye Başkanı Osman Güder, bu konuda hiç beklememeli. Örneği Yeşilyurt’ta var. Aynısını yapmak, zor olmasa gerek?.. 

Amaç; hizmet olduktan sonra gerisi teferruat.

TEK STİL DERGİSİ, YAYIN HAYATINA BAŞLADI

Biz Malatyalıların yoğun olarak faaliyet gösterdiği tekstil sektörüne, yeni bir soluk, yeni bir nefes geldi. 

Tek Stil Dergisi, bir kaç gün önce yayın hayatına başladı. Duayen isimlerle gerçekleştirilen röportajlar, hazırlanan dosyalar ve köşe yazılarıyla, tekstil sektörünün nabzının tutulduğu dergide, günün moda trendlerini görebilirsiniz. 

Sektördeki gelişmeleri yakından takip eden, deneyimli bir ekiple hazırlanan Tek Stil Dergisi, ilk sayısında, İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Mustafa Gültepe’yle gerçekleştirilen röportaja büyük yer ayırmış. İHKİB’in eski başkanı Hikmet Tanrıverdi’nin yazısının da bulunduğu dergide, ekonomik gelişmeler duayen isimlerin görüşleriyle harmanlanmış. 

İlk bakışta, büyük emek harcandığı anlaşılan Tek Stil Dergisi, kaliteli kağıt, kaliteli baskı, kaliteli içerik ve profesyonel mizanpajıyla dikkat çekiyor. Bize de “Hayırlı olsun” demekten başka bir şey kalmıyor.

Selam ve dua ile
Fiemanillah