-Turgut Özal Üniversitesi Genel Sekreteri Ömer Akkuş görevden alındı mı?
-Akkuş’un görevden alındığı iddiası akıllara hangi hikâyeyi getirdi?
-2023 seçimleri yaklaşırken Malatya’da neler oluyor?
-Hangi siyasetçilerin içinde ney “uhde” kaldı?
-Haberimizin doğruluğu nasıl teyit ediliyor?
-Fiskos Köşesinde kim var?
-Haftanın karikatüründe ne var?
Ağa ile kahya köyden çıkıp kasabaya doğru ilerliyormuş. Ağa, at sırtında, kahya ise yürüyerek yol alıyormuş. Ağa, kahyanın ata imrenek baktığını görünce seslenmiş:
-“Bu atı, sana vermemi ister misin?”
“İsterim ağam.” demiş kahya. Ağa yine seslenmiş “Bir şartım var ama.. Eğer bu atın dışkısından bir avuç yersen; atı sana veririm” demiş. “Yerim ağam” diyerek karşılık vermiş kahya.
Ağanın ağzından bir defa söz çıkmış ve kahya, ağanın teklifini yerine getirmiştir. At artık kahyanın olmuştur. Kahya at üzerinde, ağa ise yürüyerek yola devam etmiş. Ağa, kan ter içinde kalmış, pişmanlığı her halinden belli olmaktadır. Kasabaya ulaşmaya ramak kalmış. Durumu fark eden kahya, atı ağaya tekrar vermenin yolunu aramış. Çünkü az bir zaman sonra varacakları kasabada, ağa kahyanın canını okuyacaktır.
“Ağam, benim at üzerinde; senin ise yürür vaziyette kasabaya girmen doğru olmaz. Onun için bu atı sana vermem lazım. İster misin?” diye sual etmiş kahya.
Ağa, “İsterim” diye cevap vermiş. Kahya, “Yalnız ağam kural belli biliyorsun!”diye de eklemiş. Sonunda ağa, bil-mecburiye dışkıyı yiyip, tekrar kurulmuş atın sırtına.
Fakat aklına takılan bir soruyu kahyaya sormadan edememiş. “Kahya bu at daha önce kimindi?” demiş ağa.
Kahya, “Senindi ağam” diyerek cevap vermiş. Ağa yine sormuş, “Eee şimdi kimin?” Kahya yine cevap vermiş, “Yine senindir ağam.”
Ağa, bir anda hiddetlenerek “can alıcı soruyu” yapıştırmış: “İyi de, biz bu kadar pisliği neden yedik?”
Değerli okurlarım, Malatya hepimizin memleketi. Turgut Özal üniversitesi ise, iki güzide üniversitemizden birisidir. İçinde “Malatyalılık duygusu olan hiç bir kimse” şahsi ihtiraslarından dolayı, bu kurumlarımıza zarar veremez ve aleyhinde bir şeyler karalayamaz. Ama bir şeyler ters gidiyorsa, her memleket sevdalısı gibi, benim de yetkilileri uyarmak en tabii hakkımdır.
Daha önce, Turgut Özal Üniversitesi hakkında defaatle, yazdım, çizdim ve uyardım. Bu uyarılarımı dikkate almayan Rektör Hanım, sanki suçu işleyen benmişim gibi; bir de üstüne beni mahkemeye vererek, hakkımda suç duyurusunda bulundu. Konuyla ilgili karakola verdiğim ifade şu şekildeydi: “Turgut Özal Üniversitesi’nin genel sekreterinin ataması hatalıdır. Çünkü 657 sayılı yasanın, 132’inci maddesine göre, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını alanlar, 10 yıl süre ile daire başkanı ve üstü kadrolara atanamazlar. Genel sekreterlik, bir üst kadrodur. Genel sekreter Ömer Akkuş hakkında, Mart 2016’da, Malatya İl İdare Kurulu Müdürlüğünce, kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verilmiştir. Ömer Akkuş idare mahkemesine başvuru yapmış; fakat başvurusu reddedilmiştir. Gittiği üst mahkemelerin hepsi de cezayı onamıştır.
Üniversite yönetimi, Ömer Akkuş’un atamasını 2547 sayılı, Yüksek Öğretim Kanunu’na göre yapmıştır. Fakat bu kanun, üniversitede çalışan akademik personel için geçerlidir. Rektör Hanım’ın çok bilgili ve konuya hakim avukatının gözden kaçırdığı husus, Ömer Akkuş’un, 657 sayılı yasaya tabii devlet memuru olmasıdır.”
Şimdi ise Rektör Hanım’ın, YÖK’ün baskısıyla, Turgut Özal Üniversitesi Genel Sekreteri Ömer Akkuş’u görevden aldığı iddia ediliyor. Eğer iddia doğruysa, işte işin tam burasında yukarıdaki hikaye geliyor aklıma…
KİM BİLİR?.. BELKİ İÇLERİNDE UHDE KALMIŞTIR!..
2023 seçimleri Malatya’da yavaş yavaş şekilleniyor. Ahmet Çakır ve Hakan Kahtalı’nın yeniden aday olmayacakları konuşuluyor. Öznur Çalık’ın ise, Malatya Büyükşehir Belediye Başkanlığı için mücadele edeceği vurgulanıyor. Bülent Tüfenkci’nin ise mecliste Malatya’yı temsil etmeye devam edeceği ön görülüyor. Boşalacak 3 koltuğu doldurmak için, AK Parti Malatya il başkanı İhsan Koca, Darende Belediye Başkanı İsa Özkan ve Yazıhan Belediye Başkanı Nevzat Öztürk kulis yapmaya başlamışlar bile. En azından aday olmak istediklerini herkes biliyor.
Önceki genel seçimde Ak Parti’nin 69 tane aday adayı vardı. Bu rakamın önümüzdeki seçimde 150’yi bulması bekleniyor. Bunun böyle olmasının bir çok nedeni var. Bunların başında, Malatya’nın AK Parti’nin “kalesi” olması, “PR” peşinde olanlar ve boşalması muhtemel “üç koltuk”…
Bu arada Darende ve Yazıhan Belediye Başkanlarını göstermiş oldukları “özgüvenlerinden” dolayı tebrik ederim. Mutlaka kendilerince hesaplarını iyi yapmışlardır. Ama bence her ikisi de, bu dönem belki de bulundukları ilçede aday gösterilmeyeceklerini düşünerek “Ya tutarsa” mantığıyla hareket ediyorlar. Kim bilir belki de içlerinde böyle bir uhdeleri vardır. Neden olmasın?
DOĞRULUĞUNUN TEYİDİ!..
“Devletlerin kuruluşunun asli vazifesi, raiyetin rahat yaşamasını temin etmektir. Ceza kanunları, halkın birliğini, beraberliğini ve de huzurunu kaçıran kişileri, ‘ıslah etmek’ adına tesis edilmiştir. Geçtiğimiz günlerde, cami derneklerinden birinin yetkilisi aradı. Yeşilyurt Yazı İşleri Müdürlüğü’nün keyfi bir şekilde kestiği cezalardan bahsetti. Kesilen ceza, arayan dernek yetkilisinin ekonomik olarak ‘sıkletinin’ çok üstündeydi. Bu ihbar üzerine yaptığım araştırmalara göre, çoğu cami derneği olmak üzere; yetmişten fazla ceza kesilmiş. Bunlar, 2022 yılının ilk beş ayına ait cezalar. Geçtiğimiz yıllarda, dernekler böylesine ‘rekor’ denilebilecek bir cezayla karşılaşmamışlar. Sözün burasında, yetkililere bir de hatırlatmada bulunmak isterim: Dernek işi gönül işidir. Bu işe gönül veren kişileri ürkütmeyin”
Bu satırları, geçtiğimiz günlerde yazmıştık. Yazdıklarımızın üzerine giden dönemin valisi Aydın Baruş, Yeşilyurt Kaymakamlığını arar. Doğruysa hatanın izale edilmesini, ihbar yanlış ise konunun kendisine izah edilmesini emreder. İyisi mi! Yeşilyurt Kaymakamı da “Bu haberi kim sızdırdı?” diye tetkike başlar.
Bu münasebetle bir hatırlatma “Kim söyledi?” diye konuyu “ihbar” edeni araştırmak; haberin doğruluğuna “delalet” eder.
FİSKOS:
MTSO Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, Bülent Tüfenkci’nin Gümrük ve Ticaret Bakanlığı döneminde, TOBB yönetim kuruluna, bakan “kontenjanından” dahil olur. Lakin Sadıkoğlu bunu TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ile “samimiyetine” ve “genç iş insanı” olduğuna bağlar. Konuyu bir yerel gazete gündeme getirir, TOBB başkanı da bu vesile ile öğrenir. TOBB Başkanı Rifat Hisarciklıoğlu, MTSO başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu’nun bu beyanı karşısında, çok zor durumda kalır. Dahası Bülent Tüfenkci’ye karşı hayli mahcup olur.
Bilvesile, geldiği Malatya’daki bir programda Hisarcıklıoğlu, şu cümleleri kullanır: “Oğuzhan başkanım, ben sizi öncesinden tanımıyordum. Seni Bakanımız Bülent Tüfenkci’nin kontenjanından TOBB yönetimine aldım…”
Aslında bu işin “sağlamasını” yapmak da şu şekilde mümkün olabilir; MTSO Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, yeniden seçildiği takdirde, eğer TOBB üyeliğine de seçilirse; bu şu anlama geliyor: Ata Sadıkoğlu kendi bileğinin hakkıyla oraya gitti. Aksi bir durum, iddianın spekülatif ve fasarya bir maval olduğunu ortaya çıkarır.
Selam ve dua ile
Fiemanillah