- “MTSO seçimi” ne zaman yapılacak?
- Oğuzhan Ata Sadıkoğlu “tekrardan” aday mı?
- Akif Baştürk’ün, TSO’ya aday olmak gibi bir girişimi var mı?
-Sadıkoğlu, iddia edildiği gibi, “TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’na” yakın mı?
-Acı ve dramatik bir cevap; “3 ay sonra ne olacak?”
-Malatya il emniyet müdürümüze şiirli gönderme “ Yılda bir kendine gelsen” ne olur?
- Malatya Turgut Özal Üniversitesi’nde “yolun sonuna” mı gelindi?
-Yeni “rektör adayları” kimler?
-Karabulutlar mahkemeden nasıl “ret” yedi?
- Karabulut ailesi “haksız” ve “orantısız” bir kazanç elde etmişler…
-Yeşilyurt Belediye Başkanı “Mehmet Çınar’a” neden söz hakkı verilmedi?
-Fiskos Masasında ne var?
-Haftanın karikatüründe ne var?
***
Ekim veya Kasım ayında yapılması planlanan Malatya Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) seçimi, sadece Malatya’da değil, tüm Malatyalı iş insanlarının gündeminde ilk sırada yer aldı. Karşılaştığım hemen herkes, bu konuyla ilgili “sorular” yöneltiyor.
Yoğun olarak “sorulanlar” ise şunlar:
- “MTSO seçimi ne zaman yapılacak?”
- “Oğuzhan Ata Sadıkoğlu tekrardan aday mı?”
- “Akif Baştürk’ün, bu hususta her hangi bir girişimi var mı?”.
Akif Baştürk sorusuna “Evet!” şeklinde verdiğim cevaba, “Kesinlikle kazanır” gibi yorumlar alıyorum. “Neden?” diye sorduğumda ise, “Uluslararası ticaretteki varlığı ve ticari hacmi” şeklinde karşılık buluyorum.
Geçtiğimiz günlerde, TOBB yönetimine yakın bir isimle karşılaştığımda, aynı soruyla muhatap oldum. Yukarıda belirttiğim yorumlardan bahsettiğimde, MTSO Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu’nun TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’na yakın olduğunu, Sayın Sadıkoğlu’nun “bekar” olması hasebiyle, Hisarcıklıoğlu’nun “talimatıyla” her yere koştuğunu, o yüzden de Sadıkoğlu’nun başkanlık koltuğunda şimdilik “mukim” kalacağından bahsetti.
Tabii o konuşunca ben de dinledim. Dinlediklerimi zihnimde “tasvir” ederek; “Acaba dedikleri makul mü?” sorusuna cevap aradım. Anlayamadığım husus, TSO başkanları “atama”yla değil, “seçim”le iş başına geliyor. İşte burada önemli olan, dört yıl önce görevi devralan kişinin, bulunduğu ildeki iş insanlarını “memnun” etmesi, onları “temsil” etmesi ve onları motive edecek “projeleri” hayata geçirmesidir.
Hülasa: Yukarıdaki soruların cevabını Sadıkoğlu’na sormak ve başka bir soruyu da ilave etmek lazım; “Sayın Sadıkoğlu, iddia edildiği gibi, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’na bu kadar yakın mısınız? Hem, TOBB yönetiminde bulunmanızın, Malatya’ya ne gibi bir yansıması oldu?”
3 AY SONRA NE OLACAK?..
Geçtiğimiz hafta Malatyadaydım. Bilvesile beni gören, hemen derdini anlatmaya başlıyordu. Arkadaşlardan birisi, bana şöyle bir olay anlattı: “Ablam kalp hastası. Eniştem ise kıt-kanaat geçimini temin ediyor. Ablamların birkaç çocuğu var. Onların bulunduğu mahallede mafyavari bir tip, her ay eniştemin yanına gidip, kendisinden haraç istiyor. Vermediği takdirde evlatlarıyla tehdit ediyor.”
Bunları duyunca kendisine, “İyi de, neden emniyete müracaat etmediniz?” diye bir sual yönelttim. Arkadaşın sualime cevabı, “Şikayetçi olduğumuzda bu tipler, en fazla üç ay içeride kalıyorlar. Ya sonrası?..” şeklinde oldu.
Diğer olay ise şu şekilde, “eczacı” bir arkadaşımı ziyaret ettim. Arada bazı bağımlıların eczanelerine uğradıklarını ve kendilerinde bağımlıların kullandıkları bazı ilaçları istediklerini, verseler “kanun” nezdinde suçlu sayılacaklarını, vermedikleri takdirde bu bağımlılarla başlarının “belaya” gireceğini söyledi. Kısaca iki ucu kirli değnek!..
YILDA BİR KENDİNE GELSEN NE OLUR?..
Önceki gün sosyal medyada bir “paylaşıma” denk geldim. AK Parti Malatya İl Başkanı İhsan Koca, Emniyet Müdürü Ercan Dağdeviren’i ziyaret etmiş. Ziyaretin muhteviyatında, Sayın Dağdeviren’i “tenkitten” ziyade “taltif”; “ikazdan” ve “ihtardan” ziyade “ihtiram” kokuyordu. Ya da “objektife” öyle yansımıştı…
İhsan Koca, sanki son zamanlarda Malatya’daki “asayiş” olaylarının yoğunluğundan “bîhaberdi”. “Doğunun güvenli limanı” diye adlandırılan Malatya’nın üzerini kara bulutlar “çökmüş” durumda. Böyle bir hengamede, İhsan Koca ve Ercan Dağdeviren kapalı kapılar ardında ne konuştular bilemiyorum. Umarım İhsan Koca, Dağdeviren’e; kamuoyuna “maval” anlattığı bir zamanda, Malatya’da çok dramatik “asayiş masalları”nın yazıldığını hatırlatıp; asıl vazifesinin kahramanların şiirini “yazmak” yerine, kahramanlıklarıyla şiirlere “konu” olması gerektiğini söylemiştir.
Emniyet müdürümüz Ercan Dağdeviren’in şairliği söz konusu olunca, İbnülemin’i vakitli vakitsiz rahatsız eden şair takımından biri geldi aklıma. Bu kişi İbnülemin’e vakitli vakitsiz gelip, “rahatsız” ettikten sonra “özür” dilermiş.
İbnülemin “dayanamayarak” bir gün kendisine şunları yazmış:
Bir takım laf ile teşviş-i huzur
Etme ey şair-i bi-şiir-i şuur.
Böyle her gün bana gelmektense,
Yılda bir, kendine gelsen ne olur?
YOLCUDUR ABBAS, BAĞLASAN DURMAZ!..
Malatya Turgut Özal Üniversitesi rektörlüğünde de, bir dönem “nihayete” ermek üzere. Rektör Aysun Bay Karabulut, TBMM’de kendisiyle ilgili yukarıdan gelecek bir soru karşısında, “olumlu” cevaplar versinler diye; Malatyalı milletvekilleri arasında adeta “mekik” dokuyor. Hatta edindiğim bilgilere göre, hakkında ne kadar olumsuzluk varsa, o muvacehede kendince cevaplar oluşturup; “günah çıkartma” gayretine girişmiş. “Başarılı oluyor mu?” diye soracak olursanız, “Hayır” derim.
Kamuoyunda, rektör Aysun Bay Karabulut’un “gideceğine”, kesin gözüyle bakılıyor. O yüzden rektör adaylarının “iştahı”, kabarmış durumda. İsmi bende mahfuz bir çok rektör adayı var. İsmi ayyuka çıkan rektör adayları ise, şimdilik İnönü üniversitesi Fen ve Edebiyat bölümünde görev yapan Prof. Dr. İlhan İçen ile, daha önce Turgut Özal Üniversitesi’nde rektör yardımcılığı yapan Prof. Dr. Ahmet Bedri Özer. Bu kişilerin rektör adayı olacaklarını duymayan kalmadı.
“KARABULUTLAR” MAHKEMEDEN “RET” YEDİ!..
Geçtiğimiz hafta Malatya 6’ıncı asliye hukuk mahkemesinde, Turgut Özal Üniversitesi rektörü Aysun Bay Karabulut ile eşi Ercan Karabulut’un “müşteki”, benim de “sanık” olarak yargılandığım dava, “ret” kararıyla sonuçlandı. “Karabulutlar” 100 bin lira manevi tazminat istiyordu. Davanın “reddedilmesi” şu anlama geliyor;
-Müşteki Aysun Bay Karabulut ve eşi aile nüfuzlarını, siyasi nüfuzlarını ve bilhassa rektör hanım bulunduğu kurumun tüzel değerini kullanarak olayı manipüle ediyor.
-Ortada herhangi bir hakaret yoktur.
-Karabulut ailesi “haksız” ve “orantısız” bir kazanç elde etmişler.
ACEMİLİK Mİ, FECAAT Mİ?..
MİAD sevgi evlerinde kalan çocuklar için yapılan sünnet şöleninde, “sunum” yapan arkadaş, ortamdaki bütün siyasilere “söz” hakkı verdi. Söz verilmeyen tek isim ise, Yeşilyurt Belediye Başkanı Mehmet Çınar oldu. Her sade vatandaş gibi, benim de dikkatimi çeken bu hususta, iki kelam etmem gerekirse, şöyle yorumlarım: “Sunum yapan arkadaş Mehmet Çınar’a söz hakkı vermeyi unuttuysa “acemilik”, kasten söz hakkı vermediyse de “fecaat” yapmıştır.”
FİSKOS MASASI
Fakir fukaraya aylık “100” lira “bedel” mukabilinde satılması planlanan evler, illegal bir şekilde “fuhuş” ve “uyuşturucu” merkezleri olarak kullanılıyor. Vali Ali Kaban döneminde, yaklaşık 250 adet boşaltılan bu evler, Vali Aydın Baruş’un gelmesiyle durduruldu. Milletvekilleri ve bir il başkanı evlerini bu şekilde kullanan bazı isimlerin, “rahatsız” edilmemesi için, bir “dernek” başkanını aradı. Ali Kaban, sırf bu yüzden merkeze çekildi. Şu anda da, bu şekilde kullanılan bine yakın ev var.
Dedik ya “Fiskos Masası”. Biz fısıltıları aktaralım da, ilgililer ne yapılması gerektiğini bizden iyi bilirler.
Selam ve dua ile…
Fiemanillah