İddia o ki;
Hindistan’da filleri ehlileştirmek ve itaatkâr yapmak için, küçücükken kalın
bir zincirle, bir kazığa bağlarlar. Yavru filin bu zinciri koparması, ya da
kazığı söküp atması mümkün değildir. Küçük fil önceleri bundan kurtulmak için,
tüm gücüyle uğraşır, defalarca dener ama nafile.
Yıllar geçer, fil kocaman olur... Bağlı olduğu kazığın ve zincirin onlarca
katına yetecek gücü vardır. Ama kurtulup özgür olmak için, hiçbir girişimde
bulunmaz. Çünkü çabasının boşa olacağına inanmıştır. Kırılamayan tek şey,
zincir değil, filin kurtulamayacağına olan inancıdır. Buna psikolojide "Öğrenilmiş
çaresizlik" denilir.
Bugünkü
yazıma, yukarıdaki misali vererek başlamak istedim. Ki; aşağıda anlatacaklarım
da, filin bulunduğu duruma benzer zihin yapısındaki insanları anlatıyor.
HERŞEYİ
BİLEN!..
Herkesin her
şeyi bilmesi gibi bir durum söz konusu olamaz. “Her şeyi bilen, hiç bir şey
bilmiyordur” şeklindeki sözü, hemen hepimiz biliriz. Geçtiğimiz günlerde
bir dost meclisinde “Her şeyi bilen”
cinsinden bir arkadaşla karşılaştım. Her konuda uzman (!) olan bu arkadaş,
aslında Amerika’nın Taliban’a mağlup olmadığını, bunun Amerika’nın bir oyunu
olduğunu söyledi. Ben de “Maşallah yeni doktora tezinizi Afganistan
üzerinde yapıyorsunuz anlaşılan. Hatta Üsame Bin Ladin’den de ders almışsınız
galiba?” diye şaka yollu takıldım.
Kendisi,
tezinde(!) ısrarcı olunca, şu şekilde mukabelede bulundum: “Senin nazarında
Amerika Âlimdir, her şeyi bilir. Basirdir, her şeyi görür. Semi’dir, her şeyi
duyar. Kadirdir, her şeye gücü yeter. Yani öyle bir Amerika’ya inanıyorsunuz
ki; adeta Allah’a ait bütün vasıfları, üzerinde toplamış.”
BEYNİNİZ
NEDEN, BU GERÇEĞİ KABULLENEMİYOR?
Bu sözlerim üzerine
bir mahcubiyet yaşayan arkadaşa, biraz daha yüklenerek, “Bu ne haldir
arkadaş, zilleti ve mağlubiyeti Müslümanlara yakıştırdığınız halde; neden
Amerika’ya yakıştırmıyorsunuz? Beyniniz neden bu gerçeği kabullenemiyor?
İmparatorlukların mezarı olan ve Afganistan’ın şanlı tarihine altın harflerle yazılan;
İngiltere, Sovyetler Birliği ve Amerika’nın yaptığı işgalin Müslümanlar tarafından
püskürtülmesinin sırrını merak edenlere, Kur’an şu cevabı veriyor: “Nice az taife
vardır ki, Allah’ın izniyle sayıca çok topluluklara galip gelmiştir, Allah
sabredenlerle beraberdir” (Bakara 249)” ifadelerini kullandım.
ASIL GÜÇ;
İNANÇ, AZİM VE SABIRDIR
Afganistan’daki
Müslümanların, küffara olan bu galebesi, “Süper güç” tabirinin, aslında
bir algı olduğu, asıl gücün; inanç, azim ve sabırla ortaya çıktığı bu gerçekle
artık ayyuka çıkmıştır. Amerika’nın aldığı bu mağlubiyet, dünyanın dört bir
yanında küffarın zulmüyle inleyen Müslümanların, kendilerine olan güvenlerini
bir daha yerine getirerek; esarete karşı mücadele ruhunu uyandıracaktır
inşallah.
Artık bu
saatten sonra bütün alem-i İslam’ı geren ve bizatihi uygulattıkları
kanunlarıyla esaret altına alan, küffar düşünsün. Pek yakın bir zamanda İttihad-ı
İslam’ın tesis olacağına inancım tamdır. Ayrıca dünyanın en yüksek gür sadasının,
Müslümanlardan geleceğine kaniyim!..
Selam ve dua ile
Fiemanillah